Kamil Akdoğan (ES‘90)
Sinema Kulübü
HAKİKAT FİLMİ
Filmin Künyesi
Yönetmen: Hakan Alak
Senaryo: Hakan Alak, Ali Şahin
Oyuncular: Suavi, Bülent Emrah Parlak, Saygın Soysal
Yapım Yılı: 2021
ODTÜ Mezunları Derneği Vişnelik Tesisi 22 Aralık 2021 akşamında Sinema Kulübü tarafından gerçekleştirilen Hakikat filminin gösterimine ev sahipliği yaptı. Gösterimin ardından filmin yönetmeni Hakan Alak’la bir sohbet gerçekleştirildi.
Hakikat, önceleri hakkında çok şey yazılan, tiyatroda çeşitli senaryolarla sahnelenen ama yapımı öncesine dek beyazperdeye henüz yansıtılmamış olan Şeyh Bedreddin hareketi gibi Anadolu tarihinde çok özgün bir kesiti anlatıyordu.
Bir dış sesin, filmin konu aldığı tarihsel süreç hakkında verdiği kısa bir bilgi ile başlıyordu görüntüler. O bilgide Moğol Hükümdarı Timur’un Osmanlı ordusuna karşı kazandığı zafer sonrasında Osmanlı ülkesinde on bir yıl boyunca taht savaşlarının yaşanacağı bir devrin başladığı söylenmekteydi. Dış ses, Nazım Hikmet’in “Şeyh Bedreddin Destanı” isimli şiirine de gönderme yapmaktaydı.
“Derler ki, Al-i Osman ülkesinde bir ölüm türküsünün rüzgârı eserdi.” [1]
O rüzgârın estiği dönem tarihte Fetret Devri diye bilinen dönemdi. Bu dönemde Çubuk Savaşı’nda Timur’a yenilen Yıldırım Bayezid’in oğulları arasında bir taht kavgası yaşanırken, bu kavgada yer alan şehzadelerden Musa Çelebi, Şeyh Bedreddin tarafından da desteklenmişti.
Bazı kaynaklar Şeyh Bedreddin’in desteklediği Musa Çelebi’nin Timur’a karşı kaybedilen Çubuk Savaşı’nda babası Yıldırım Bayezid ile tutsak düştüğünü, Şeyh Bedreddin ve müritlerinin isyanını bastıran şehzade Çelebi Mehmet’in ise savaşın kaybedileceği anlaşılınca savaş meydanından kaçtığını (kaçırıldığını) yazar. Osmanlı’nın bozulan birliği o Çelebi Mehmet tarafından yeniden tesis edilecekti.
Bir anlamda Osmanlı devletini ikinci kez kuran padişah olarak bilinen Çelebi Mehmet ülkesinin sınırlarını genişletirken hüküm sürdüğü topraklar üzerinde en çok başını ağrıtan sorun Şeyh Bedreddin ve müritleri Börklüce Mustafa ile Torlak Kemal’in isyanları olmuştu. Börklüce Mustafa Karaburun’da, Torlak Kemal ise Manisa’da ayaklanmışlar, her iki ayaklanma da Çelebi Mehmet tarafından bastırılıp iki önder idam edilmiş, sonrasında da Rumeli’de faaliyetlerine devam eden Şeyh Bedreddin -hakkında olası tepkilerden çekinilerek hazırlanmış bir fetva ile- katledilmişti.
Birçok kaynak Bedreddin ve iki önder müridinin öldürülmelerinden sonra da halk arasındaki etkilerinin devam ettiğini yazar. Bedreddin’in o güne dek yazdığı pek çok eser de yok edilmesine rağmen onun düşüncelerinin günümüze dek ulaşmış olmasının en önemli nedeni de giderek toplumsal belleğe yerleşmiş bu etkiydi. Diyanet Vakfı’nın hazırladığı Türkiye İslam Ansiklopedisi’nde de Şeyh Bedreddin’in en önemli eseri kabul edilen Varidat’ın ölümünden sonra müritleri tarafından kitap haline getirildiği düşüncesinin yaygın olduğu aktarılır. İşte Hakikat filmi hem konusunda bir ilk olma özelliğiyle, hem de yüzlerce yılda oluşmuş o belleğe somut bir katkı anlamında çok değerli bir filmdi her şeyden önce.
Filmin konusunu aldığı dönem Şeyh Bedreddin dönemi olmakla beraber asıl anlatılan eylem Şeyh Bedreddin’in iki önemli müridinden biri olan Börklüce Mustafa ya da halk arasında daha çok tanınmış lakabıyla Dede Sultan çevresinde gelişen olaylardı. Börklüce Mustafa yaşadığı coğrafyada Şeyh Bedreddin’in öğretisinden hareket ederek Müslüman, Hristiyan, Yahudi; her kimlikten insanın yeni, eşitlikçi, adil bir düzen kurmak için örgütlendiği bir halk hareketinin başlıca önderlerinden biriydi. Bu hareket hem mevcut Osmanlı iktidarına hem de o iktidarın en büyük dış düşmanı olduğu halde çıkarları onunla hiç de uyuşmayan Bizans devletine karşı bir araya gelen ve direnen bir hareketti. Film bütün bir tarih içinde çok da kısa bir süre yer kaplamasına rağmen izleri günümüze dek gelmiş o örgütlenmenin, direnmenin ve yenilmenin bir filmiydi özetle… Hareketin o dönemin yaşam biçimine göre ne kadar ilerici bir hareket olduğunun en önemli göstergelerinden biri de hiç şüphesiz kadınların hareket içindeki konumlanışıydı. Kadınlar, günümüzden yüzlerce yıl önce yaşanmış Bedreddin hareketinin her aşamasında kimi zaman belirleyici rollerle izlerini bırakmışlardı.
Börklüce Mustafa’yı “Çok Güzel Hareketler Bunlar” isimli mizah programından da bildiğimiz Bülent Emrah Parlak çok başarılı bir performansla canlandırıyor, ses sanatçısı Suavi Şeyh Bedreddin’i oynuyordu. Torlak Kemal rolünde ise Saygın Soysal vardı.
Hareketin yenildiği savaşlar ise alışageldiğimiz savaş filmlerindeki gibi görüntülerle çıkmıyordu karşımıza. Hakan Alak, savaş sahnelerinin en etkililerinin zaten yapıldığını, kendilerinin onların etkisini aşacak bir çekimi düşünemeyeceklerini paylaşıyordu kendisiyle yaptığımız sohbette. Yine kendisinden öğreniyorduk ki film aşamasında binlerce sayfa tutan senaryolar yazılmış, filmin çekimi iki yıl sürmüştü. Hakan Alak, kendilerini en çok ilgilendiren görüşlerden birinin de daha önce Şeyh Bedreddin hareketinden hiçbir biçimde haberi olmayan izleyicilerin düşüncesi olduğunu söylüyordu.
Sonuçta genç yönetmen ve film ekibi çok başarılı bir filme imza atarak Anadolu tarihinin pek de iyi bilinmeyen bir sayfasını tarihe kaydettiler. Kutluyor ve başarılarının devamını diliyoruz.
[1] Âl Osman ülkesinde esen / bir kısırlık çığlığı, bir ölüm türküsü rüzgâr idi. (Nazım Hikmet)